2 Ocak 2014

Ankara'nın kış depresyonu da artık Behzat Ç.'den ibaret oluverdi.

yılın son gününden beri doktorların kapılarını aşındırır oldum. yok endokrin, yok kadın doğum, yok genel cerrahi, 'en yok'u da ortopedi.
:)

sağ ayağımın tarak kemiğini Sakarya Caddesi'ndeki EskiYeni Bar'ın alt katında fotoğraf çekerken içkili, komik bir insanın ayağıma takılması ile çatlatmışım ben. Aslında acıyordu, acıyordu da ben tembellikten gitmiyordum doktora. yumurta kapıya gelmeden insanlığımızı hatırlayamadığımızdan;
anca kan oturmalara, morarmalara, şişmelere, ayak kemiği ağrılarım bacak ağrıma dönüşünceye kadar gitmedim doktora ne yalan söyliyeyim.
bir de millete anlatıyorum, malum topallamaya başlayınca, deklarasyonda yapmak gerekiyor ya hani, 'eh şöyle oldu, böyle oldu, ah yaaa! öyle valla!'
neyse doktora gittim ben, :) ,işte soruyor, reflekslere bakıyor, ölçüyor, tartıyor, arada kendince koç yumurtası kıvamında espri yapıyor bana, durdu durdu doktor bey (!) dedi ki; 'kıracağız biz bunu, yeniden kaynatacağız, iyi dayanmışsın, .şşaklı kızmışsın! ahuahuahuah!'
suratımı görmeniz lazımdı, kireç gibiydim hakikaten, hakikatten! :)))
'nasıl kıracağız ki ya tarak kemiği kırılır mı hocam?' dedim.
'tıbbi çekiç ile misler gibi kıracağız!' dedi.
'tıbbi çekiç ne lan!?' diye çıktı ağzımdan, çıkıverdi vallahi.
şaka, şaka! :) testesteronlarım sadece bana, iç sesime çalışıyor.
diyemedim, çipil çipil güldüm doktorun yüzüne.
iki gündür mal gibi doktora gidip geliyorum, erken gidiyorum olmuyor, geç gidiyorum olmuyor.
bugün yine sırada beklerken OT dergisinin aralık 2o13 sayısının 06 Angara Geceleri yazısını okurken, sorunumun aslında ne olduğunu farkettim.

Emrah Serbes var ya. hani Emrah oldu bizim için, tanımsak da Emrah deyince biliyor artık her Angara'lı. bu eşşek sıpası öyle adil, öyle keyifli, öyle de gerçek bir Behzat Ç. koydu ki kucağımıza artık Ankara'yı iliklerine sindirmişlerin kış depresyonları da Behzat gibi oluyor.
dizi bitti, öyle özlüyorum ki. Hastalıklarım bile Behzat gibi oluyor.

"İyice Behzat Ç.'ye bağladım, onun kalkmayan kolu gibi benim de bacağım huzursuz, zorlayınca Deniz Ç.'de oluyorum. Sabah sabah, eyvallah!" diye de sosyal medyada paylaşım yaptım!

aslında mevzumun farkındayım. derin. ama un ufak edemiyorum hala. vakti var. üzerime üzerime geliyor ben zorladıkça da bu saçma sapan, karaktersizleşmiş şahsına münasır mevzu.
ama geçecek biliyorum.çok yakında geçecek.
psikolojik tamam. sorunum psikolojik, saplantılı bir hal.

her yere, her şeye, kendime, hayatıma, aDam'a, kızlara ve doğmamış iç'imede geç kaldığım gibi buna da geç kaldım ama çözeceğim.

Durum açık ve net.

Kahrolsun bağzı şeyler!