13 Kasım 2012

kendi çöplüklerimiz...

gün 63..
kendi çöplüklerimizde, kendi pisliğimizde boğulurken unutuyoruz aslında kim olduğumuzu.
şeklimizi, rengimizi, neredeydik, nerelere evrildik, kimin elini tutuyorduk evvelden, şimdi bıraktığımız  elleri. coğrafyamızın, kendi mecramızın ilk dersinden hep kalıyoruz niyeyse.
öyle güzel söylenmiş ki, "i n s a n" ın zulmü... "i n s a n" a ettiği. acıtıyor. hep acıttı, ve kör farkındalıklarımızla hep A C I T I C A K.
bir de farkında olup, "çiçek olup oturan" bizler. o daha derin bir yara. elimizden getiremediklerimiz,  şımarık söylemlerimiz ve "sanki sanki" varoluşlarımız.
içim acıyor çünkü kendime bile anlatamadığım bu mücadele hikayelerini benden sonra bilmek isteyen tohum, torunlara nasıl dile getireceğiz diye. bize anlatmadılar çünkü korkutulmuş cenin evleri. anlatmadılar da böyle araflarda çiçek olduk uslu uslu kendi çöplüklerimizde kirlenmek güzeldir hayalini yaşıyoruz.
kendi adıma üzülüyorum. 
elimden getirebildiğim, eteklerimden saçabildiğim bir bu var.
yazık.
a c ı n a s ı  kendimize.
derdi anlamanın ötesinde ortak olamayışımıza, dermanları yüklenemeyişimize, kendi ihanetimize.

                           

Hiç yorum yok: