26 Eylül 2012

uykudan önce... 'zülüf' dökülmüş "yüze"...






























bir ölesim var ki...
ne siz sorun, ne de ben söz edeyim...

23 Eylül 2012

iç'ime öfkemin sınırlarını taşırdım bugün tanıdık bir masal süsü verilmiş kabus'a... nedense kızgınım ben evvelden. düzenden, aileden, kendimden... bir haksızlık, eşitsiz, adaletsiz bir denge kur'muşum içime. öyle kurmuşum yazlık sinemasını aklımın. niyeyse?
ama geçecektir ve öfke iyidir. öfke tutar insanı ayakta. duramayanlara seti çekiverir.
bugün onca merak eden erkek gözün içinde dik durdum ben. deymeğe çalışanlara sırtımı dönüverdim. kendim oluverdim. yoruldum artık ben. niyetli niyetsiz kandırıçıklardan yoruldum çünkü. ezildim. kendimi kaybettim. yara sarmak ya ezberim. varsın olsun, başa kendim için sarayım. korksam da kendimden... kan kaybı çok ama iç'im yenileyecek... ürkek de olsa...
endişeli de olsa...
hayr'ola..
 
kaldı geriye  'şu'  kapıdan çıkıp gitmek...
az kaldı...

20 Eylül 2012

kut, kendini başkasında -bir; o, ötekinde- bulmandır :
kendini o l m a d ı ğ ı n bir yerde, bulman...

kendini hep olmak istediğin yerde, bulman...

kendini, olmak isteyip de olamadığın yerde, bulman...

kut, kendini, k e n d i n d e bulmandır:-
kut, kendini bulman
dır:
kut kendini, bulmak
tır-

19 Eylül 2012





    yeni oyuncak... instagram...

kafaKarışıklığıKarışıkKafa

temmuz başından beri bir esaretten kurtulma telaşesi içimde büyüttüğüm. sabır ettiğim. kendimce çabaladığım. koşturadurduğum. lakin olmazlarda şimdi. tüm engelleri devirmiş, devşirmişken bir engel daha. bıraksanız ya beni artık. olmuşum işte ben. bundan ötesi ertelemeye el vermeye değmez. bırakın gideyim, yoluma bakayım. yuvarlanayım şuursuz taşlar gibi...

yar'ın ola... hayR'oLa...

10 Eylül 2012

4 Eylül 2012


ben hep sana böyle baktığım için mi göremedim?
yoksa sen ezelden beri mi...
...
..
.

2 Eylül 2012

bazı zamanların ötesinde herşey şimdi. herşey sorguda şimdi. kafamın içerisinde gereksiz, zamansız soru işaretleri. uykularımı kaçıran. bir 35'liği devirmeden -uykuya saygısızlık olmaya- 'sızamama'lar...  durmuyor çünkü beynim. neden diyor? nasıl diyor? diyor. durmuyor. susmuyor. gözlerim hiç durmuyor zaten. en ufak dokunuş, melodi, rakıma meze ediyor beni. ağlayan bir meze.

her gece karşılaşabildiğim rakı'nın ilk yudumu öyle tatlı geliyor ki. sus diyor beynime. sus... şŞşHHH! şimdi demlen kıyımda.. sonra ben rüya'na bırakırım seni diyor.. bırakıyor da.

çok korkuyorum ben bu ara. endişem yere göğe sığmıyor. sabah ağlama uyandırmalarıyla korkutuyorum belki de insanları. ama öyle. tutamıyorum iç'imde.. bıyıkları kesilmiş kediler gibi.. yer'imi yöre'mi bu la mı yo rum.

sende.
sende.
sende.
sen de li yorum.
SEN'de liyorum.

gelmeyeceksin biliyorum...








minik not:

bu gece eve geldiğimde dedem'e baktım..
nefes almıyor gibiydi. korktum.
babam bizi kapılara koyduğunda ardından çocuk çocuk çok ağlamıştım.
iBo'nun beni her terkedişinde önünde duramayışlarım aciz aciz ağladı.
dedem giderse...
giderse...
torun torun ağlayamam.
ağlayamam.
nefes alamazmışım gibi.
uyandırmaya çalışırken ürküttüm sanki.






öyle bir sarıldı ki.
koyuverdim kendimi.