10 Ekim 2012

insan kendi ile karsilasinca sasiriyor bir. en cok kendini yargiliyorsa su sekilsiz ve karaktersiz hayatta ve  kendini yargilarken o kadar acimasiz oluyorsa. insanin kendine ragmen kendi ile verdigi savas.. savas da degil de mucadele.. belki de mubadele...
kadim zamanlarini koruyamamis, sahte maskelerle yapabilenlere duyulan kiskanclik da deil imrenme de  degil. arafta ya bunye! bilmiyor! yargiliyor kendini.. kalemi kirmiyor ama catlatiyor kararin sonunda.
kendimle karsilastigim elma bahcelerinin ruyalarinda dun bunaliverdim. kacmak istedim her zaman ki gibi. ama elma bahcelerinde kacamiyorsun iste kendinden. gelip buluyorsun kendini hatta carpiveriyorusn kendine. buz gibi... duvar gibi... ama daha cok mu carpmam lazim sanki. him? evet evet daha cok ve daha sert carpmam lazim kendime.
daha cok ve daha sert ki hatir'i kolay ola. morluklari unutulmaya ki...
kuyrugumdaki aci hep sizlaya ki.
bileyim unutmayayim ki kanmayayim ben saf ruyalarima.
saf ic inanclarima. ic 'keske'lerime...

kendimi astim.
muebbetler verdim ustuste.
kizdim defalarca.
sardim yeri geldik, gelmedik.
kendimi nerede kaybettigimi bulsam! ah bir bulsam... bul sam!
tukurdum yuzume... defalarca... ofke ile!
cigrindan ciktigim anlara... cigrimdan cikaran, ic'imi tasiran o haytaya degil de kendime vurdum yumruklari...
kuy ruk A CI SI!
haitra ka ZI NA SI!

sarhos olmayi yasak edeyim kendime.
icimin acisi zeytinyagi sanki. alkolu basinca ayyuk'a yer ediyor kendini....

ben...
neler ettim ki kendime...
neler edeli ne kadar oldu ki etime...
ic'ime...
"ev"ime...
sokulup alindigim kapiya, ko vul du gum "ev"lere..

ic'im dokuluveriyor elma agaclarinin aralarinda...
dinledigim masallardaki aldatan kadinlarin imrenmisligiyle..


nereye..
ne zaman...
ne kadar?

Hiç yorum yok: