27 Ocak 2012

şuursuzPeRi perFormance HaLL

şu sıralar yani elbet ki hayatımız ve hayatlarımız birer sahne ve biz iyi performanscılar olmalıyız ya.
sürekli bir performans sergileme gailesi içerisinde kıvranıyorum.
sabah saatimin alarmı çalıyor. erken kalkma performasımı sergilemem gerek. erken kalkma perfomansının ardından kahvaltıyı yapıp duş alıp doğru zamanda evden çıkabilip doğru vakitte işte olabilme performansı. günün en böyle adrenalin ve hayalkırıklığı kokan performansı. kaçırmamanızı şiddetle öneririm.
sıra geldi emziren anne tripleri karşısında bebeğin fotoğrafını çekebilme performansınaaa... bugün kendime 10 üzerinden 8 verebildim. ısrarcılığımı konuşturabilerek. sonra koşturmaca, göl olmuş hastane önü-armada arası triatlon performansı. önce erimemiş buzlarda kayma, sonra aslında yumuşamış ve kaymayan gibi gözüken fakat gerçekte erimiş buz göletleri içerisinden ıslanmamış ayaklarla çıkabilip, armada lazerlerinden geçebilme performası.
sonra baskı da varsa stresli sıra bekleyişi, hastaneden ailelerin çıkmadan sertifikalarının yetiştirilme performansı, sertifikaların basımı, o lanet stickerların yapıştırılması ve zarfın mühürlenmesi. günün ikinci önemli performas zaman aralığına giriyoruz. ardından ikinci triatlon performansı ve hastaneye ıslanmamış sertifikalar ile gelebilme.
imzalar. ayyyyy çok şekeeeeeerrr'ler... son imzayı da aldığımdaki rahatlama ve leyla'ya binip kontağı eve doğru çevirdiğim an en sevdiğim performans!

bu aralar işler beni o kadar gerdi ki. yukarıda yazdıklarımdan öte cidden düşünmediniz mi hiç yahu! bütün hayatımız birilerine bir performans sergilememizle geçip gidiyor genelde...
bugün bu düştü aklıma.
bunun üzerine tekrar ve bencil olmadan ve sıkılmış olmadan yazacağım.


Hiç yorum yok: