29 Aralık 2011

2012

kaldı iki gün koca bir yılı devretmeye. son günlerinin can sıkıntısını taşıdığım koca yılın en kötü gecesinin üzerine en iyi gecesi nasıl geldi bilemiyorum ama. anlaştığımız üzere yeni karanlık odamız için malzemeleri almaya gittik. bir oyuncak dükkanının içine düşmüştüm sanki. dilediğimce alabileceğim bir oyuncak dükkanı. bir sürü bayatlamış ama kağıt tabanı olan dokulu kartlar. renkli kafa agrandizör. renkli kart banyo aparatı bile vardı. aç gözlülük etmemek için herşeyi alamadım elbette. ama almayan olursa beni tekrar haberdar edin dedim. beklerken türk kahvelerimizi içtik nermin abla ve babası necati bey ile. datça'da yaşıyorlarmış bir de yılın 6 ayı... ne güzel tesadüflerdi. ben yeni çekilmiş türk kahvesinin kokusunu kapıdan içeri çifte kavrulmuşların pudra şekerleri ile sokarken necati bey'inde yemekten sonraki kahve vakti idi.

sonra bugün Ka'da fotoğraf filmlerimizi sardık. heyecan içinde 6*6lık güzel rollei'mden çıkan fotoğrafları itinaya yakın spirallere sarıp, yıkama tanklarının içerisinde yıkadık. ne güzel karelerim oldu şimdi.
 kare kare.
 kutu kutu.
banyoda yeni yıla kadar kurumayı bekliyorlar :)

yarın önemli bir sınavım için ders çalışmam gerekirken ben bebeklerin sertifikaları telaşesi içinde ane brun'e kaçıyorum :) ah üzerimdeki yükleri atmış girmek istiyorum çift sayılı yıla. ben kendimi bildim bileli anlaşamadım tek yıllar ile ve genelde keyifsiz geçti tek sayılı yıllarım.

şimdi kendimce bir dil arayışı içine girdiği "12" için ayrıca bir anlam kazandı 2012...
hayırlara vesile ola...
herkese önce sağlıklı, sonra bol keyifli ve rakılı, bal gibi tatlı bir yıl olsun...

Hiç yorum yok: