20 Mayıs 2010

kurnaz trafik polisi fetişizmi

şimdi çalındı ya heşeyim.ondan önce üzerimdeki lanet de şu idi. arabayı nereye park etsem ya ceza yazıyorlar ya da o salak fişlerden bırakıyorlar hadi o da olmadı çekiyorlar.uyuz oluyorum! :) toy zamanlardan tabi bunlar işte direksiyonu tam kıramama ne bileyim topla gel ablaları beceremediğim zamanlardan.
geçen torpidoyu karıştırırken arabanın kullanma klavuzunun içinden bi sürü fiş düştü ceza fişi.hemde hepsi babamın kulladığı zamana ait.oHHH dedim.. :) insanmışım :)))
ama bu arabaları çeken ve beni işimden alıkoyan polis memurları için..kırmızı ışıkta dururken kurduğum fantezi şudur efenim.
böyle abuk sabuk hurda arabaları alacağım.azıcık benzin.kentin en olur olmadık yerlerine bırakıp trafik polislerini arayıp şikayet edeceğim.felanca araç şurada gelin alın.maksat sinir etmek değil mi? hurdaya çıkanların ruhsat miladıda geçmiştir kesin..
ya yapamayacağım bişi ama polislerin üst üste ihbar aldığını düşünsene 1 ay boyunca delirirler.
gerçek olamayacak kadar bu güzel fantezi acayip mutlu etti beni koca kaotik günün içinde.
sevgi.. saygı..
(:

18 Mayıs 2010

odtu.5o mm ve vesaire..

odtü'de şenlikler her zaman ki gibi eğlenceli geçecek diyerek bir yeni baharin şenliğine gidiverdik.sevgiliyle de gidilecek ya bir heyecan bir heyecan. astrofizik sınavında soruları o kadar hızlı yanıtladım ki.bildiklerimin hepsini ışık hızıyla yapıverdim.
sonra koştur koştur odtüye.a4'ten pıt diye düşüverdim içeri.sırtımda yüküm.
buluştuk sevgiliyle arkadaşlarla.kafalar baya güzeldi ben geldiğimde.ben çok içemezdim yüklüyüm ya. sonra işte tuvalet muvalet bira derken devrim'e geçtik.duman sahnede.
hayatımda enderdir bu kadar eglendigim.yüküm hala bizimle.
sonra konser bitti çarşı'nın ordaki derenin etrafına yığılalım dedik. yığıldık.
yorgunum.soğuk.üzerimde elbise ayağımda yarım çarıklarım üşüyorum. ateş yakmaya başladık.
odtü'deyiz ya.bişi olmaz.kalabalığız da.çantama bişiy olmaz.
ateşin yanına kıvrılıp uyuyuverdim.kaşıma düşen bira şişesi ve sevgilinin çanta nerde ya diye bağırışıyla uyandım.
tepemde bi kendini bilmez altı üstü bi çanta peh nolcak ki derken uyku sersemliği ve dehşetle ona bakıp o çantanın içinde bir laptop bir fotograf makinesi vardı. altı üstü bir çanta gerçektendeyip daha da uzatmamak için yürüdüm.
kafamda teslim etmediğim iş.kendime söyleyemiyorum.ertesi gün iletmek üzere yanımda taşıdığım yedek dvd ve işlerin yedekleri olan haricim.
çantada!
çıldırıcam.
yürüdüm ta kortlara kadar.yere oturdum düşercesine.geri gelir mi ki gelmez.mümkün değil.mümkün değil.
okula gittiğim sırt çantam,yeni aldığım 1.4 5o mm,laptop,binlerce anı,deodorantım,kalemlerim,silgim,hesap makinem ve astrofizik notlarım yok oluvermişti birden.
ağlamak istedim.ama sakinleştirmem gerekenler vardı.dengeli durmam gerekiyordu.kibar olmam gerekiyordu.
bugün böyle durduk yere bi fotografimin yedegini gorunce kendimden korkacak şekilde ağlayıverdim.hala gözlerim dolu işte. napayayim..
gitti..
iyi şeylere vesile olur inşalla..
dünya kocaman ve değişik.ve dünyadaki herkesi kendimiz gibi sanmayalım..